Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yara bandı | band-aid n. | ||
Tom put a Band-Aid over his small tattoo of a spider so he would be allowed into a Japanese hot spring. Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı. More Sentences |
||||
General | yara bandı | sticking plaster n. | ||
We run the risk of losing much blood whilst we try to stem its flow with a small sticking plaster. Küçük bir yara bandıyla kan akışını durdurmaya çalışırken çok fazla kan kaybetme riskiyle karşı karşıyayız. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Sport | yara bandı | band-aid n. | ||
He put a Band-Aid on his hand. O, eline bir yara bandı yapıştırdı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yara bandı | adhesive bandage n. | ||
General | yara bandı | plaster n. | ||
General | yara bandı | adhesive plaster n. | ||
Medical | ||||
Medical | yara bandı | sticking plaster n. | ||
Medical | yara bandı | band aid® n. | ||
Medical | yara bandı | band-aid® n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | bir yara bandı markası | band-aid n. |
General | yara bandı yapıştırmak | apply a plaster v. |
General | yara bandı yapıştırmak | plaster v. |
General | yara bandı yapıştırmak | band–aid v. |
Colloquial | ||
Colloquial | yara bandı (ilişki) | rebound n. |
Medical | ||
Medical | kelebek şeklinde (yara bandı) | butterfly adj. |
Pharmaceutics | ||
Pharmaceutics | esasen çeşitli bitki özlerinden yapılıp günümüzde kurşun oksit ve gliserin içeren bir tür yara bandı | diachylon n. |
Pharmaceutics | esasen çeşitli bitki özlerinden yapılıp günümüzde kurşun oksit ve gliserin içeren bir tür yara bandı | diachylum n. |